-
1 soi-même
-
2 can
can [dʒan] s\can başına sıçramıştı ( fig) die Angst saß ihm im Nacken\can vermek ( ölmek) ums Leben kommen, sterben; ( canlanmasına yol açmak) zum Leben erwecken\can çıkmayınca [o çıkmadan] huy çıkmaz ( prov) die Katze lässt das Mausen nicht3) ( insanın kendisi)\can cümleden aziz ( prov) jeder ist sich selbst der NächsteHasan \canımı acıttı Hasan hat mir wehgetanbenimle beraber dört \canız mit mir zusammen sind wir vier Seelen [o Personen]6) \can çekişmek mit dem Tod ringen
См. также в других словарях:
can cümleden aziz — insanın kendisi herkesten önce gelir anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
ahmakça — sf. 1) Biraz ahmak O vakte kadar Necmiye ye bir şey söylememek pek ayıp ve ahmakça bir hareket olacaktı. R. N. Güntekin 2) zf. (ahma kça) Ahmağa yakışır biçimde, aptalca İnsanoğlunu bu kadar ahmakça aldatmak için insanın kendisi ne olmalıdır? S.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ALGI — (İdrak) İnsanın kendi varlığından veya çevresinden aldığı uyarımların, zihinde yorumlanması, mânalandırılması. Doğru idrak gibi yanlış idrak da olabilir. Yanlış idrak göz yanılması yâhut olmıyan bir şeyi görmek şeklinde olabilir. Dünyayı, idrak… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
VATAN-I ASLÎ — Bir insanın doğup büyüdüğü veya içinde barınmak kasdedip, başka yere gitmek istemediği yerdir. Yalnız en az 15 gün kalmak istediği yer de kendisi için vatan ı ikamettir. (Bak: Mukim) * Cennet … Yeni Lügat Türkçe Sözlük